SULTANİYE YOLU
11 Şubat 2021
Bugün bir kez daha Wikiloc uygulamasını denemeye karar vererek yakınlarda bir parkur tespit ettim. Wikiloc’ta Eco Trails uygulamasında kayıtlı bazı güzergahları Murat yollamıştı ama onları da kullanmayı beceremedim. Çevredeki kayıtlı yerlerden Zeki Varol adlı kullanıcının, hem uzak olmaması hem de kısa bir parkur olması nedeniyle, “Sultaniye” girişi ile kaydettiği parkuru izlemeye karar verdim.
Araba ile güzergah başlangıç noktasına gittim. Fakat park ettiğim yerden çıkan bir patika bulamayınca yoldan yürümeye ve kayıtlı rotayı telefondan arada kontrol ederek ilerlemeye başladım. Kısa bir süre sonra bir traktör yoluna rastladım. Daha önce buradan orman içlerine doğru yürümüş ve bir bölümünde Eco Trails’in işaretlerini görmüştüm. Tamam dedim bu arkadaşın kayıdını ve wikiloc’u boşver o işaretleri bulup onları izle. Nitekim de öyle yaptım. Ve işaretler çok sık ve yol gösterici idi. Orman içinde olması gerektiği gibi de çok sıktı. Kaybolmak olası değil.
O kadar güzel bir rotaki!.. Arada çok uzun olmamakla birlikte inişler tırmanışlar da olması ayrıca hoşuma gitti. Zira önümüzdeki sonbahar seyahat yasakları sona ermesi dileği ile bir Himalaya projem var. Yetmişinci yaşımı Himalayalar’da kutlamak istiyorum. 20-25 günlük bir proje. Bu inişli çıkışlı rotaların hazırlık açısından çok yararı var.
Aramayın cenneti göklerde… Yanı başınızda, elinizi uzattığınızda yakalayacağınız uzaklıkta… Sadece bakmayı ve görmeyi öğrenin… Her yanınız, her yöreniz cennetten bir parça. Ama sanmayın ki hep öyle kalacak.
Duyarsızlıklar, umursamazlıklar bu boyutlarda devam ettikçe belki iki nesile bile kalmadan bu cennet elimizden kayıp gidecek. Dünyanın o kadar güzel bir bölgesinde yaşıyoruz ki sanki bize çok gören birileri var bu güzellikleri. Dört bir yandan saldırı altında. Yerel halkından tutun da sanayii kuruluşlarına kadar bir sürü unsur doğayı yok etmek, çirkinleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Endemik yaşamlar, doğa dengesi filan hiç düşünülmeden açgözlüce maden arama bahanesi ile, kereste için son sürat çevreyi tahrip eden unsurları zaten biliyorsunuz. Bölgede yaşayan insanlara ne demeli? Doğaya çıktığımda olumsuzlukları görmemeye ve görüntülememeye çalışırım. Ancak bugünkü yürüyüşümde karşılaştığım çevre kirliliği tahammül sınırlarının ötesinde idi. Araçları ile gelip durabilecekleri her yerde inanılmaz bir pislik yığını bırakan insanlar acaba evlerinde de böyle mi yaşıyorlar? Bu kadar zor mu getirdiğin tüm atıkları bir torbaya koyup en yakın çöpe atmak?
Bugün artık dayanamayıp dert yanmama neden iki önemli nokta var: Arabayı park ettiğim yol kenarındaki alanda her tarafta bira kutuları, şişeler ve çöpler vardı. Beni kızdıran ise ellerini uzatsalar çöplerini atabilecekleri kocaman bir çöp bidonunun orada olması. Ayrıca yürüyüşümün sonuna yaklaştığımda karşılaştığım görüntü. Traktör yolları ve patikalardan geçerek ana yola çıkmadan kısa bir süre önce bir noktada “Seyir Terası” levhası ile karşılaştım ve onu izledim. Sonunda ulaştığım noktada çevresi doğaseverlere yakışacak ve olması gerektiği ve görmek istediğimiz temizlikte ve çok güzel yapılmış ahşap bir seyir terası ile karşılaştım. Bir beş dakika kadar çevrenin muhteşemliğini izleyip kamerama kayıtlar yaptıktan sonra mutlu bir şekilde geri dönüş yoluna yöneldim. Anayola tam çıkacağım, bir levha. Yine orman yolunda rastladığım tarzda seyir terasına yönlendiriyor (mu?). Yarısını kırmış koparmışlar. Bir yönden baktığınızda sadece “Seyir” diğer yönden baktığınızda ise “Terası” kısımları kalmış. Yön gösteren ok kısmı da kırılan kısımla birlikte yok olmuş.
Nasıl böylesine hain olabiliyor insanlar? Neden? Niçin böyle bir şey yaparlar? Aklım dimağım almıyor!.. Bu kadar zor mu güzeli korumak? Ne diyeceğimi bilemiyorum gerçekten!..