SİVAS ELLERİNDE SAZIM ÇALINIR…


11 Mart 2008 Salı

Sene 1993…

Aylardan Temmuz… 2’si miydi?

Bir sürü güzel can, insanlar bir arada bir orman gibi yaşasınlar çabası ile güle oynaya şenlikler düzenlemek üzere Sivas’ta, Pir Sultan Abdal’ın Sivas’ında buluştu… Çoğu çocuk denilecek kadar gençti ama aralarında Asım Bezirci gibi yüreği genç ağabeyleri, amcaları da vardı.

Nesimi, Hasret kapıp gelmişti sazlarını. Babayani Arif Sağ tok sesiyle onları yalnız bırakmadı, o da oradaydı…

Bir de “vatan haini”, “dinsiz biri” vardı aralarında!.. Ne işi vardı onun orada? Niye getirdiler bu “alçağı”? Bir de utanmadan insanlarımızı aptal yerine koyuyor bu “rezil”. Ama Cumhuriyetin temellerinin atıldığı yerde Cumhuriyetle birlikte onu da halleder benim “Müslüman!” Sivas’lım!.. Ey Aziz Nesin, kurtulamazsın, cehennem ateşinde yanacaksın!..

Sürekli birileri kentin değişik yerlerinde böylesi konuşmalar yapıyor, fetvalar veriyor, bildiriler dağıtıyordu. Sonraları yavaş yavaş ortaya çıkan ama tam tersine hızla üstleri örtülen gerçekler deşildiğinde bu eylemleri başlatmak ve gidebildiği yere kadar götürmek için günlerce öncesinden kent şeriatçı militanlarla doldurulmuştu. Zaten belediye başkanı da şeriatçı değil miydi?

Görev alacak gençler pür neş’e öğleden sonraki Kültür Merkezi’ndeki etkinlik için heyecan içinde bekleşiyorlardı… Bekleyen başkaları da vardı, ama bunlar hain bir saldırı beklentisi içindelerdi… Nasıl ve ne zaman? Aziz’in kellesi alınmalıydı!.. Öğle namazı sırasında iyice dolduruldular. Namaz sonrası gruplar halinde yolda insanları da katarak Kültür Merkezine doğru yürümeye başladılar…

Ve… Veeee… Ondan sonra işler çorap söküğü gibi gelişti. Bilinçli olarak olaya müdahale edilmesi engellendikçe saldırganlar daha da azgınlaştı… Hiç kimse müdahale edemiyordu! Yoksa etmiyorlar mıydı? Otel yakılıp 33 CAN alındıktan sonra etkinliğin yapılmasında katkısı olan vali, zira daveti o yapmıştı, linç edilmek üzere harekete geçilmişti. Vali çaresizdi. Vali Konağında garnizon komutanı, emniyet amiri ve birkaç görevliden başka kimse kalmamıştı. Vali ile saldırganlar arasında birinci kata çıkan merdivenlerden başka bir engel kalmamıştı. O sırada garnizon komutanı, “Merak etmeyin sayın valim, böylesi acil durumlar için elimde yedek bir güç var. Hemen onları harekete geçireceğim”, der. Ve, kışlada geri hizmette olan aşçıbaşı ve yamakları, terzi, berber gibi kişilerden oluşan güç başlarında bir astsubayla vali konağına saldıran yüzlerce insanı dağıtır ve orada mahsur kalanları kurtarır. BREH, BREH, BREH… Helal olsun be!..

Sekiz saat boyunca bir sürü asker ve polisin yapamadığını 18 asker beş dakikada halletmiştir. Şaşılacak şey değil mi? Doğru benim de şaşkınlıktan dudağım uçukladı!.. İNSAF!.. Bunun olabilmesi için 33 CAN’ın kurban mı edilmesi gerekiyordu?

Ya olaydan sonra sayın(!) devlet büyüklerimizin açıklamalarına ne buyurulur?

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ;“Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz” diyor, ilgilileri uyarıyordu. Cumhurbaşkanının “halk”tan kastettiği oteli kuşatan saldırgan kalabalıktı. (Otel içinde cayır cayır yanan, dumandan boğulan halk değil tabii...)

Başbakan Tansu Çiller ise, “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” diyebiliyordu. (Otel içinde cayır cayır yanan, dumandan boğulan halk değil tabii...)

Ülkenin iç asayişinden sorumlu bir yetkilisi, İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, otele yapılan saldırıyı, “Aziz Nesin’in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir” şeklinde yorumlayarak saldırganları mazur göstermiştir.

Bu sözlerden sonra olayın sorumlusunu hala aramaya devam mı ediyorsunuz? Aklınıza şaşayım sizin…

Hayatını kaybedenler – Saygıyla önlerinde eğiliyor, kalbimde yaşattığıma oralardan bir yerlerden inanmalarını istiyorum…
Muhibe Akarsu - 35 yaşında, Muhlis Akarsu'nun eşi
Muhlis Akarsu - 45 yaşında, sanatçı
Gülender Aka - 25 yaşında
Metin Altıok - 52 yaşında, şair, yazar
Ahmet Alan - 22 yaşında
Mehmet Atay - 25 yaşında, gazeteci
Sehergül Ateş - 30 yaşında
Behçet Aysan - 44 yaşında, şair
Erdal Ayrancı - 35 yaşında
Asım Bezirci - 66 yaşında araştırmacı, yazar
Belkıs Çakır- 18 yaşında
Serpil Canik - 19 yaşında
Muammer Çiçek - 26 yaşında, aktör
Nesimi Çimen - 67 yaşında, şair, sanatçı, üç telli curanın son ustası
Carina Cuanna - 23 yaşında, Hollandalı gazeteci
Serkan Doğan - 19 yaşında
Hasret Gültekin - 23 yaşında şair, sanatçı, şelpe tekniğinin önderi
Murat Güneş Murat Gündüz - 22 yaşında
Gülsüm Karababa - yaşında
Uğur Kaynar - 37 yaşında, şair
Asaf Koçak - 35 yaşında, karikatürist
Koray Kaya - 12 yaşında
Menekşe Kaya - 17 yaşında
Handan Metin - 20 yaşında
Sait Metin - 23 yaşında
Huriye Özkan - 22 yaşında
Yeşim Özkan - 20 yaşında
Ahmet Öztürk - 21 yaşında
Ahmet Özyurt - 21 yaşında
Nurcan Şahin - 18 yaşında
Özlem Şahin - 17 yaşında
Asuman Sivri - 16 yaşında
Yasemin Sivri - 19 yaşında
Edibe Sulari - 40 yaşında, sanatçı
İnci Türk - 22 yaşında
Kenan Yılmaz - 21 yaşında

ŞU ANDA MADIMAK OTEL BİR UTANÇ MÜZESİ OLMASI GEREKİRKEN BİR KEBAPÇI!.. BU DURUMU ANCAK SİVASLI’LAR DEĞİŞTİREBİLİR…

Not. Olayla ilgili daha fazla bilgi almak isteyen aşağıdaki adrese gidebilir:

http://www.madimak.de/html/katliam_.html