HİMALAYALAR’da 70. YAŞGÜNÜ KUTLAMASI
GİRİŞ Hedef koymak… Yaşadığınızı anlamak ve gerçekten bu kısacık yaşamı yaşanması gerektiği gibi yaşamak için hedefler koymalısınız önünüze. İşte o zaman o kısacık yaşam inanamayacağınız derecede uzayacaktır. İçine neler sığdırdığınıza siz bile inanamayacaksınız. Ellili yılların sonuna doğru okumaya başladım. Şimdileri ve o geçen süreci düşündüğümde aldığımız eğitim bugünlere kıyasla çok daha nitelikli imiş gibi geliyor bana. Yine de çok eksikleri varmış. Ezber ağırlıklı ve uzmanlaşmaktan uzak aşırı yoğun bir eğitimdi verilen. Araştırma ve sorgulama alışkanlığını verememiş bize. Kendimize bırakılmış birçok şey. Neredeyse bütün süreç sadece sınıf geçmeye odaklanmıştı. Ezberle, kopya çek ve sınıf geç. Bir şeyler biriktirmek çocuğun isteğine ve inisiyatifine bırakılmıştı. Bu da tabii ki düşünmeyi ve kendini geliştirmeyi hep arka plana itmekte. Tek hedef var, sınıf geçmek. Böyle olunca da o sıralarda moda olan meslek ne ise ona odaklanırdı herkes. Gerçekten ne yapmak istediğini düşünen, o konuda kendisine hedef koyan birey sayısı çok ama çok azdı. Açık hedeflerin konulma eğitimi verilmemiş gençlerde, bu dönemlerde kök salmaya başlayan şansına yaşamak, rastlantılardan medet ummak ilerleyen yaşlarda iyice kemikleşip üç gün sonrası için bile insanın kendisine hedefler koymasını engeller hale geliyor. Hatta bireyler bundan, hedef koymaktan, korkar hale bile gelebiliyorlar. Ya olmazsa!.. Ya gerçekleştiremezsem!.. Bakın çevrenize, ama önce kendinize. Bu olumsuzlukları aklına getiren ve bir adım atmaya çekinen bir sürü insan göreceksiniz. Kendinizi böylesine kapıp koyuvermek kuyusundan kurtarmak aslında o kadar kolay ki!.. Hedef koyacaksınız! Evet, hedef koyacaksınız… Ya olmazsa, ya gerçekleştiremezsem diye bir şey söz konusu değil. Yeter ki hedef koyun ve bir adım atın. İşte o adımdan sonra artık siz bir adım önceki insandan katbekat ilerde ve üstün olduğunuzu göreceksiniz. Her şey ileriye doğru atılan bir adımla başlar!.. Haydi, atın o adımı!.. 6 Ekim 2020 5 Ekim 2020 - Sene 2020… Yılın ilk ayları… Bir sene kaldı artık altmışlı yaşların sona ermesine. Bundan sonra artık yetmişlerde gezineceğim… Yedi tane on yılı geride bırakmış olacağım. Ne yapabilirim acaba bu günleri unutulmaz kılacak?!? Birden aklıma geldi. Neden en sevdiğim işlerin neredeyse en başında gelen dağlara, doğaya kaçmayayım? Neden olmasın? Ne yapabilirim? Üç kez denediğim ama beni zirvesine kabul etmeyen Ağrı Dağı’nı tekrar mı denesem? Başka ne olabilir? Derken, aklıma geldi. Sevgili Gökben’in (Gökben Bağcı) aklıma soktuğu bir Himalaya macerası: THREE PASSES TREK… Khumbu, Everest, bölgesinde yer alan 5.000 metrenin üzerinde üç yüksek geçit ve yine 5.000 metrenin üzerinde üç zirve ile 70. yaşımı taçlandırabilirdim. Aklıma düştüğü andan itibaren heyecanlanmaya başladım. Bu satırları yazarken bile içim kıpır kıpır ve yüzümde tatlı bir gülümseme var. Hemen araştırmaya başladım. Önce Gökben’in fikirlerini aldım sonrasında daha önceki Nepal ziyaretlerimden tanıdığım Raj Kumar Thapaliya ve Nilhari Bastola Nilam ile yazışmaya başladım. Aldığım rakamlar ilk anda bayağı caydırıcı göründü. Zira son iki – üç yıldır yaşanan döviz bunalımı nedeni ile daha önceleri çok ucuz olan Nepal bile artık bütçeleri zorlar hale gelmiş. Fakat önümüzde bir yıldan fazla bir süre var, bu arada para biriktirebilirim. Evet, kesinlikle karar verildi: GİDİLECEK!.. Rota haritasını incelemeye ve internetten videolar izlemeye başladım. Tempoyu kendim ayarladığım sürece yapabilirim bu etkinliği. Evet, batıdan başlamaya karar verdim. Namche Bazaar’dan sonra Thame üzerinden başlayıp rotayı tamamlayacağım. Önce Renjo La (5.368 m) sonrasında sırasıyla Gokyo Ri (5.330 m), Cho La (5.420 m), Kalapattar (5.545 m), Kongma La (5.535 m) ve Chhukung Ri (5.546 m). Sonrasında Tengboche üzerinden Lukla ve Katmandu… Olağanüstü. Şimdi arada bir yürüyüşler yaparak hazırlanmak gerek. Ama o da ne? Bir virüs dalgası bütün dünyayı panik içine soktu. Önce yerel olduğu düşünülen virüs gün geçtikçe tüm dünyaya yayılmaya başladı. Sonra geldi ev hapisleri. Hele benim gibi 65 yaş üstü olanların dışarı çıkması kesinlikle yasaklandı. İki ay eve kapatıldık. Bunları yazarken bile hala bir pandemi olduğu konusunda şüphelerim var. Bir salgın var mı? Var. Küresel mi? Evet. Amaaaa… Kontrolsuz bir pandemi olasılığı bence sıfır. Kontrollü bir biyolojik saldırı ile karşı karşıya insanlık. Neyse, bu tamamı ile kişisel ve bilimsel dayanağı olmayan bir çıkarım. Konumuza dönelim. Mayıs ayı idi, ayın 24’ü. Bu arada üç saatte olsa, sabah 10.00 – 13.00 arası bize çıkış izni verildi. Doğaya kaçıp uzun bir yürüyüş yapmaya karar verdim. Gayet keyifli bir şekilde kalktım hazırlanmaya başladım. Pantolonumu giymeye çalışıyorum olmuyor!.. En rahat giyebildiğim bir pantolon bu. Diğerleri daha dar. Bir tartılayım bakayım dedim. Belki çekmiştir!.. Tartının üzerine çıkmamla şok olmam neredeyse aynı ana denk geldi. Tam tamına 90.5 kilo. 85 kiloyu hiç geçmemişken bu neydi yahu? Hemen Oya’ya, bir süredir başlamak istediğimiz ama hep ötelediğimiz, rejime başlayacağız dedim. Sen başlamasan dahi ben başlıyorum. “Tamam, şu bayram geçsin. Kesin başlarız…” Üç gün var. Beklerim. Ne ki, hemen geçer üç gün. Nitekim geçti ve 27 Mayıs sabahı biz rejime başladık. Bir süre sonra bu işin sırf yememekle çözüleceğine inanmadığım için 1 Temmuz’dan itibaren sabah kalkınca hareketler ve ev içinde yürüyüşler yapmaya başladım. Önceleri 15-20 dakika süren hareketler şu anda yarım saat kadar sürüyor. Yürüyüşü ise 4.000 adımla başlayarak peyderpey 10.000 adıma ve sonrasında 10, 12 ve 14 kilometreye çıkardım. Artık arada doğaya da çıkıp uzun yürüyüşler yapabiliyorum. Bu sabah tartıldığımda 74.7 kiloya düşmüş olduğumu gördüm. Hedef damatlık kıyafetimi giyebilmek, yani 65 kilo. Kiloda plato yapmamak için artık ara ara değişiklikler yapıyorum yürüyüşlerimde. Kilo hedefime ulaştığımda da tempom çok az düşerek devam edecek ama yeme düzenim değişecek. Şu anda 10 kilometreyi çok rahat yürüyorum. 12-14 kilometreden sonra biraz yorgun hissediyorum ama bu sanırım bu da yürüyüşlerimde maalesef durup dinlenmeyi beceremiyorum ve hemen hemen aralıksız yürüyorum. Onu da bir düzene sokmam gerek. Forma girmenin dışında aklımda iki konu daha var bu etkinlikle ilgili. İlki, bu işin kendimden başka insanlara da yaramasını sağlayacak bir yöntem bulmam gerek. “Adım Adım” oluşumundan fikir almaya çalıştım ancak pek başarılı olamadım. Sonra doğrudan TEMA, TEV, TEGV veya ÇYDD ile irtibata geçeyim dedim. Henüz bu konularda bir gelişme yok. TEMA benimle ilişkiye geçecek, bekliyorum. Benim yaşımda bir insanın böylesine bir etkinliğe kalkışarak onun sayesinde bu kuruluşlardan birisine destek olarak bağış toplamaya çalışması pek rastlanılır bir olay değil ülkemizde. İlgi çekeceğini umuyorum. Bir diğeri de, evet tahmin ettiniz, maddi destek gereksinimi. Öyle büyük paralar değil peşinde olduğum. Örneğin, etkinliğim sırasında kullanabileceğim masrafı karşılanmış bir uydu telefonu; acil durumda tahliye gerekirse diye helikopterle tahliye için sigorta gibi… Öyle atla deve bir maliyeti olan konular değil bunlar. Bunlar olmasa da bu etkinliği yaşama geçireceğim. Orası açık ve net. Ama özellikle adını andığım Sivil Toplum Kuruluşlarından birisinin bağış toplayabilme konusunda bana yardımcı olması beni en fazla mutlu edecek konuların başında geliyor. Sağlığımı ve formumu takip edecek bir spor hekimi de olsa hiç fena olmaz. Burada sevgili Derya’yı [Çil Eren] (Biologist-Zoologist, CrossFit-L2-Weightlifting-Gymnastics-Strongman-Canfitpro-Personal Trainer) anmadan geçemem. Taaa Kanada’lardan ve de hiç üşenmeden beni hem kilo hem de fitness konusunda yönlendirdi. Tamam, bu dönemde birçok şeyi uzaktan uzaktan yapmak gerek ama bu kadar da değil…
|
Bu arada dip not olarak bugüne kadar tırmandığım yüksekliklerin listesini de paylaşayım sizinle.
TIRMANDIĞIM DAĞLAR
KAÇKAR DAĞI (3937 m),
KAÇKARLAR (Ağustos-2006) ……………..………....…..……….…. 3440 m
IŞIK DAĞI (2034 m),
KIZILCAHAMAM (Yaz - 2007, Kış – 2006, 2011) ...………..…..…… 2034 m
EMLER ZİRVESİ (3723 m),
ALADAĞLAR, Niğde (Temmuz – 2007) ............………..…………..... 3650 m
AĞRI DAĞI (5137 m),
AĞRI (Ağustos – 2007) ....……………...………………………..……. 4440 m
ARAYİT DAĞI (1819 m),
Sivrihisar – Eskişehir (Yaz – 2007)……………………………..….…... 1819 m
ANNAPURNA ANA KAMPI (4130 m),
HİMALAYALAR, NEPAL (Mayıs – 2008) ......................................….. 4130 m
KIZLAR SİVRİSİ (3070 m),
BEYDAĞLARI, Antalya (21-22 Haziran 2008) …………....…………. 3070 m
KÜÇÜK HACET ZİRVESİ (2548 m),
ILGAZ DAĞLARI, Çankırı (29 Haziran 2008) ……………….…..…… 2548 m
MEDETSİZ ZİRVESİ (3524 m),
BOLKARLAR, Niğde (12-13 Temmuz 2008) ………………..…..……. 3524 m
ESENCE ZİRVESİ (Keşiş Tepe) (3549 m),
ESENCE DAĞLARI, Erzincan (18-20 Temmuz 2008) …………...….... 3549 m
EVEREST ANA KAMP (5360 m) YAKINLARI
HİMALAYALAR, NEPAL (15 Nisan – 9 Mayıs 2009) …………......…... 5400 m
KÖROĞLU TEPESİ (2499 m)
ALADAĞ KÜTLESİ, Bolu (21 – 22 Kasım 2009) …………………...... 2497 m
DEDEGÜL ZİRVESİ (2998 m)
DEDEGÖL DAĞLARI, Isparta (21 – 23 Mayıs 2010) …………..……. 2998 m
SUNER TEPE (3695 m)
ALADAĞLAR TRANSI, Niğde (3 – 5 Temmuz 2010) ..……………… 3695 m
SİVRİTEPE, NEMRUT (2935 m)
NEMRUT DAĞI ve KRATER GÖLÜ, Tatvan (20 Temmuz, 2010)…… 2935 m
SÜPHAN (Sandıktepe, 4058 m)
Malazgirt, (22 Temmuz 2010) [Krater olduğundan çeşitli zirveler vardır.
Doğu rotasından, Aydınlar’dan başlayarak biz Sandıktepe’nin hemen
altındaki bir başka zirveye tırmandık]………….………… ..........……. 4035 m
AĞRI DAĞI (5137 m),
AĞRI, Doğu Bayazıt (26 Temmuz 2010)…...………………….……… 4600 m
KÖROĞLU TEPESİ (2499 m)
ALADAĞ KÜTLESİ, Bolu (21 – 22 Kasım 2010) …………….……..... 2499 m
HASAN DAĞI (3268 m) (4-5 Haziran 2011) ……..………………………..…….…….. 3050 m
ERCİYES (3917 m) (18-19 Haziran 2011)…………………………... Çobanini-2900-3000 m
AĞRI DAĞI (5137 m),
AĞRI, Doğu Bayazıt (18-24 Temmuz 2011)...………………………… 4600 m
THORUNG LA (5.416 m)
HİMALAYALAR, NEPAL (14 Ekim-1 Kasım 2011) …………....……... 5.416 m
DINGBOCHE Yanındaki uyum tırmanış tepesi (4.800 m)
HİMALAYALAR, NEPAL ( Nisan 2014) .............................................. 4.800 m
DEMAVEND (5.617 m)
ELBRUZ DAĞLARI, İRAN (Eylül 2014) .............................................. 4.610 m
TENGBOCHE (3.867m),
NEPAL (Nisan 2016) .......................…………………………..…......... 3.867 m
6 Mayıs 2021
Bayağı uzun bir ara vermişim notlarıma. Yazmaya değer pek bir şey yok derken eminim bazı konuları atlamışımdır. Örneğin, Mart sonunda birkaç günlüğüne Turgutreis kaçamağı yapmak gibi. İl sınırları içinde olduğu için ve de 3-3,5 saat gibi bir sürede gidilebildiği için sorun olmadı. Zaten bu arada izinlerimiz 4 saate çıkmıştı.
Mart başında güzel bir gelişme oldu; yeğenim H. Necdet Aydoğan’ın sayesinde TEGV (Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı)’ndan Orkun Bey benimle ilişkiye geçerek bu etkinliğimde bağış toplama konusunda destek olabileceklerini söylediler. Birkaç telefon görüşmemiz sonucunda hiç bilmediğim ve beceremediğim bir alan olan bağış toplamak konusunda benim yanımda olacaklarını söylediler. Haziran başlarında bir görüşme yaparak tüm ayrıntılarını netleştirme yolunda ilk adımı atacağız. Çok mutluyum!.. Benim için çözülmesi çok güç bir problem hallolmuş görünüyor.
Bu sohbetlere uzunca verdiğim arada spora ve egzersizlere de ara verdim sanılmasın. Kesintisiz günde en az 10 km yürüyüşüme ve ayrıca sabah kalkınca ilk iş olarak ta 30-40 dakika süren egzersizlerime devam ediyorum. Yalnız işin ilginç yanı kilo vermem inanılmaz şekilde hemen hemen durdu!.. En son buraya düştüğüm notun tarihi 5 Ekim 2020 ve kilom 74.7. O zamandan beri bir türlü 70 kilonun altına düşemedim. En son 21 Nisan’da Ankara’ya doğru yola çıkacağımız sabah tartıldığımda 72.5 kilo idim. Aslında bu konuda çok ta fazla titizlenmiyorum. Zira vermiş olduğum 18 kilo beni bayağı rahatlattı ve ayrıca Himalayalar’a gittiğimde en az bir 7-8 kilo vereceğimi düşündüğüm için de pek kasmıyorum kendimi.
Covid-19 aşılarımızın Mart ayında birincisini ve Nisan ayında da ikincisini olduk. Zaten öyle fazla insan yoğunluğunun olduğu alanlardan çok çok uzak duruyorum, o konuda çok dikkatliyim. Nisan ayında, hala devam etmekte olan, bayağı kapsamlı bir sağlık kontrolünden geçtim ve 12 Mayıs’ta iki ve 17 Mayıs’ta bir doktor randevum olması nedeni ile ayın 10’unda Köyceğiz’e dönüyoruz. Şu anda her şey harika gidiyor.
12 Mayıs 2021
Öncelikle bir önceki notlarıma bir gönderme yapmak istiyorum.
Önceki notlarımda ayın 10’unda sanki kesin dönebilecekmişiz gibi yazmışım. Halbuki 8 Mayıs akşamına kadar ikametimiz Köyceğiz ve 12 ila 17 Mayıs’ta üç doktor randevum olmasına rağmen 3 veya 4 kez talebim reddedildi.
8 Mayıs, Cumartesi sabah 06.00’da 199’u aramaya başladım. 45-50 dakika sonra Sezer adında genç bir arkadaşla görüşmeye başlayabildim. Bilgilerimi aldıktan sonra gerekli kurula durumu ileteceğini ve gereken belgeleri istemek üzere beni arayacaklarını söyledi. Nedense onun yönlendirmesi sonucu seyahat iznimizin çıkacağı yolunda bir hisse kapıldım. O duygularla Pazar alışverişi yapmak üzere evden çıktım. Biraz fazla yürüyebilmek için yolu uzatıyorum hep. Yine öyle yaptım ve pazara yaklaşırken aklıma düştü, “Ya telefonun sesini kıstıysam? Ya aradılar da duymadıysam?” Hemen elimi cebime attım. Sesi açık ama bir ileti var. Hemen açtım. Evet, aramamış ama ileti yollayarak belgeleri istemişler, saat 11.39. Hemen koştur koştur eve gittim ve belgeleri yolladım, saat 13.30.
Sonrasında Pazar alışverişimi tamamlamak üzere tekrar çıktım. Ama artık gerçekten rahattım. Sonuç olumsuz da olsa durumu kabullenmiştim. Kafam dingin ilerleyen saatlerde fotoğraflarımla uğraşmayı planlıyordum. Ancak arzu edilen yanıt 13.50’de telefonuma düştü: “Sn. Ahmet Rüştü Hatipoğlu, Çankaya Seyahat İzin Kurulu Seyahat İzin Kurulundan gerçekleştirdiğiniz 10 Mayıs – 12 Mayıs tarihleri arasındaki izniniz onaylanmıştır.” Ve heyecanlı ve gergin bekleyiş bitti.
21 Nisan’da Ankara’ya gitmeden önce tartıldığımın üstüne Ankara’da bir 600 gram eklemişim (73.1kg)…☹ Yememi biraz daha disiplin altına alıyorum ve günlük ortalama 10 km yürüyüşümü 12 kilometreye çıkarıyorum. Bugün başladım.
Son olarak belirtmek istediğim konuda doktor randevularım. Bu notları kaleme aldığım sıralarda belki de Muğla Sıtkı Koçman Araştırma ve Eğitim Hastanesinde olacaktım. Zira öğleden sonraya sarkma olasılığı olan bugünkü randevularım hastane tarafından iptal edildi. Demek uzaylı dostlarım bizim Köyceğiz’e dönebilmemizi sağlayabilmek için bu hastane randevularını oluşturmuşlar…Bakalım 17’sindeki randevu da iptal olacak mı?!?..
Gelelim Nepal yolculuğumuza.
Pazartesi akşamı (10 Mayıs) Köyceğiz’e, evimize ulaştıktan birkaç saat sonra THY’ndan bir ileti geldi. İstanbul-Katmandu uçuşum iptal!.. Ankara-İstanbul, Katmandu-İstanbul ve İstanbul-Ankara uçuşları tamam ama İstanbul-Katmandu iptal!.. Çıkın işin içinden, çıkabilirseniz. Gece gece uğraşmayayım diye sabah kalkar kalkmaz (06.00) ilk iş THY’nı aradım. Karşıma çıkan her halinden çok acemi olduğu belli olan bir yavrumuz beni hayretten hayrete düşürerek sanki iptal eden benmişim gibi beni bir çaresizlik girdabı içine soktu. Gün boyunca dört kez görüşme yaptıktan ve THY sitesinden bir geri bildirim yolladıktan sonra son görüştüğüm Hamdiye kızımızın yardımlarıyla akşam 18.30’da gidişimi 2 gün öne çekerek yeni biletimi alabildim. Gün boyunca o kadar gerilmişim ki bu bilet elime geçtikten sonra sanki gün boyunca inşaatta taş taşımış gibi yorgun, boşalıverdim birden.
Sabah olağan bir şekilde kalktım. Egzersizlerimi yaptıktan sonra yürüyüşüme başladım. Bir süre sonra bir nedenden dolayı telefona baktım. Posta kutusunda bir ileti var. Dur bakayım, sakın THY’ndan olmasın? Sen misin öyle düşünerek bakan, işte ileti onlardan. Ne diyor? Hoppalaaaa!.. Bu sefer de 29 Ekim’deki Katmandu-İstanbul uçağım iptal olmuş. Dünden deneyimliyiz ya, fazla takmadım kafayı ama yine de hemen onları aradım tabii. Bu sefer daha ilk aramamda Gürcan adında işini bilen bir oğlumuz vardı karşımda. Kısa bir açıklamadan sonra bir gün sonra mı, bir gün önce mi diyerek uçuşumu bir gün öne alarak hemen bilet işlemlerini tamamladık. İşte bu kadar…
Önümüzde 5 ay var. Dilerim THY başka böyle soğuk şakalar yapmaz.
13 Haziran 2021
İşte önemli günlerin başlangıcı geldi çattı. Dün itibarı ile 70. yaşımı bitirdim. İçinde bu ekspedisyonumu gerçekleştirebilmem için güç dileyenler dahil olmak üzere bir sürü güzel insandan yine beni çok duygulandıran sürülerce ileti aldım. Hepsini tek tek paylaşmak isterdim ama sizi sıkmak istemiyorum. Fakat hepsine teşekkür yanıtımı buraya koymadan edemeyeceğim.
“Ne kadar şanslı bir insanım!..
Harika bir eşim, sevgi dolu bir oğlum, fedakâr ailem, akrabalarım ve bütün bunlar da yetmiyormuş gibi bir sürü beni kucaklayan dost ile çevrelenmişim...
Bu şans değil de ne?
Cenneti mi arıyorsunuz?
İşte cennet!.. Sev ve sevdiklerinle çevrelendiğin an zaten cennette yaşıyorsun...
Yedi onluğu devirdiğimi anımsatan o içten iletilere bayağı dayandım!.. Sıktım dişimi... Tatlı tatlı gülümsedim... Dedim, bu sene gözyaşı yok... Ama öyle mi oldu ya? Yine bazılarınız göz pınarlarımın musluklarını çaktırmadan açıverdiniz...
Hepinizi yürekten kucaklıyorum...
Seneye tezahüratların artarak gelmesini rica ediyorum... ”
Bu iletiyi yazmama neden olan yüreklendirici sözler TEGV yetkilileri ile yarın gerçekleştireceğim görüşme öncesi beni daha güçlendirdi ve yola çıkmak için önümüzde daha 92 gün olmasına rağmen sınav öncesi duyulan heyecanları yeniden yaşamaya başladım.
Bu arada antrenmanlarımı hiç aksatmadan ve artırarak sürdürüyorum. Birkaç dağa da tırmanabilsem çok faydası olacak. Ancak Nepal’e gitmeden kalabalıklar arasına karışmaktan çekiniyorum. Açıkçası tek başıma da bir dağa gitmeye cesaret edemiyorum. Yaş ilerledikçe bir yıldan diğerine bile cesaret oranı düşüyor. Gerçi esas neden gitmeden bir sorun yaşayıp plânımı erteleme riski olması. Fakat yine de yol iz bilmediğim dağlara tek başıma gitmek te biraz anlamsız olur.
Bakalım günler neler getirecek!..
26 Haziran 2021
Nasıl da dalgaya düştüm!.. Etkinliğimin en önemli yanlarından birini teşkil eden TEGV’ndan sevgili Orkun Toy ve İpek Uralcan ile bilgisayar üzerinden canlı olarak görüşmemi buraya kaydetmeden yaşama devam edilir mi?
Sonunda Orkun ile birebir görüşme şansını yakaladım. İpek Hanımı da tanımaktan çok mutlu oldum. Konuyu genel hatları ile görüştük. Neler yapılması gerektiği, eyleme ne zaman geçebileceğimiz gibi konuları açıklığa kavuşturduk. Her zaman olduğu gibi yine heyecanlandım, yine duygulandım. Birlikte güzel bir işe imza atacağız. Çok mutluyum. İlk defa bir Nepal etkinliğim kendimden başka çok daha önemli bir işe hizmet edecek.
Nepal’de iki dost şirketle uzun zamandır ilişki içindeyim. Artık birinden birine karar verebilmek açısından bu ayın başlarında son tekliflerini vermelerini rica ettim. Dün Nilam’dan (Asian Heritage Treks) son teklifini aldım. Uygun gibi görünüyor. Raj Kumar’ı (Absolute Adventure Treks) biraz daha sıkıştırmam gerek. Hâlâ bir yanıt gelmedi ondan. Sevdiğim bir arkadaş ama Nilam daha profesyonel; sanırım onunla hareket edeceğim.
Kilom hemen hemen hep aynı gidiyor. Sporu azaltmadığım gibi artırdım da, ayrıca yememde de eskisinden pek fark yok. Anlamıyorum neden inmiyor kilom!.. Biraz da psikolojik mi diyorum, nedir?.. Nasıl olsa etkinlik sırasında en az 5-6 kilo vereceğimden bu ayarda şimdilik idare edeyim diyordur belki de vücut. Kim bilir? Kilom inmiyor ama kondisyonum gayet iyi.
Kısacası keyifler yerinde…
02 Temmuz 2021
Dün Raj Kumar yanıtını geciktirince facebook’tan görüntülü aradım ve çok hoş bir görüşme yaptık. Thamel’deymiş. Sokakları göstermesini istediğimde şok oldum. Hemen hemen bütün dükkânlar kapalı ve sokakta neredeyse hiç insan yok. Normal dönemlerde araçlardan, yaya trafiğinden iğne atsan yere düşmeyen sokaklar bomboştu. Dilerim en kısa zamanda normale dönerler. Zaten çok fakir bir ülke daha da perişan olmazlar umarım.
Bugün de kiminle yola çıkacağım netleşti. Raj Kumar çok daha uygun bir teklif verince onu tercih ettim. Ancak son anda Nilam da teklifini düşürdü ve hemen hemen aynı miktarları dile getirdi. Bu durumda artık onun teklifini reddedip kendisini uğraştırdığım için bağışlamasını rica ettim. Hiç gocunmadı ve dostluğumuzun devam ettiğini söyledi. Belki Türkiye’ye gelip konuğum bile olacak…Katmandu’da olduğum sürece bir uğrayıp kahvesini içerim artık. Bir de ufak hediye götürürsem hoş olur.
Konu netleştikçe heyecanım da artmaya başladı.
Bir uydu telefonu edinmek konusu sürekli aklıma takılıp duruyor. Çok pahalı. Bir sponsor arayışına girdim ama hiç beceremiyorum!.. Eczacıbaşı Topluluğu, Alarko Topluluğu, Koç Holding ve Ali Koç’a yazdım. Şimdilik bir tek Eczacıbaşı’ndan bir yanıt geldi maalesef sene ortasında başvurulduğu için gündeme alamıyorlarmış… ☹ Ayrıca, Teknomobil ve Clicknet adında iki kuruluştan kiralama talebinde bulundum, onlardan da henüz bir yanıt gelmedi. Başka da nasıl bir yol izleyeceğim konusunda bir fikrim yok!..
Belki de gerekmeyecek ve Nepal’den alacağım internetli sim kartı işimi fazlası ile görecek. Kim bilir?!?
Daha önce de sözünü etmiştim, Covid-19 aşılarımızı Mart ve Nisan aylarında olmuştuk. Bunlar Sinovac’tı. Temmuz ayının altısında da üçüncü aşımızı olacağız. Bu aşı ise BioNTech olacakmış ve koruyucu olma süresi çok daha uzunmuş; bir yıl diyorlar. Yine de kalabalıklardan kaçmanın yararı var. Giderayak gereksiz risk almanın anlamı yok.
20 Temmuz 2021
6 Temmuz’da üçüncü aşımızı da olduk, BioNTech. Artık sırtımız yere gelmez… :-p
Eczacıbaşı ve burada daha önce sözünü etmediğim iki dosttan birinden, Arif Güler, hariç destek ricama bir yanıt gelmedi. Basit şeyler gibi görünüyor ama bence bunlar insana değer verip saygı göstermenin bir göstergesi… Genelde kimse yanıtlamaya bile zahmet etmiyor. Eczacıbaşı’ndan olumsuz yanıt gelmesi bile mutlu etti beni, çünkü bu kendilerine başvuran bir kişiye ne kadar değer verdiklerini gösteriyor.
Bu tür deneyimlerde insan daha bir çekidüzen veriyor kendisine. İnsan ilişkilerinde basit gibi görünen hareketlerin, sözlerin aslında ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyor insan. Yaş 70 ama daha öğrenecek ne çok şey var fakat zaman o kadar az ki onun için her dakikamızı değerlendirip boşa harcamamamız gerek.
Hülya’nın (Saçlı) Cilo Dağları paylaşımları birden gitmeden önce bir Cilo yapma fikri yüreğimi okşadı. Ancak tanıdık dostlardan hiçbiri yakın dönemde böyle bir etkinliği programlarına almamışlar. Bu arada Hülya başka bir grubun Küre Dağları etkinliği programını yolladı. Harika bir program… Gaza geldim hemen katılıp katılamayacağımı sormak üzere organizatör arkadaşlara yazdım. Hemen olumlu yanıt verdiler, sağolsunlar. Ama gelin görün ki o anda yine tırsma geldi üzerime. Neden? Eee, grup içine gireceksin. Araçta burun buruna, yemeklerde öyle ve bir de oda paylaşacaksın. Giderayak virüs kapma riskini göze alamadım ve gerçekten büyük bir üzüntü içinde bağışlanmamı diledim. Hâlâ aklım orada. Çok cazip bir programdı. Neyse Rüştü, sık dişini!.. Nepal işini hallet ondan sonra hepsine katılırsın…
23 Ağustos 2021
Epeydir yazmadım bir şey…
Neden? Sanki, illâ yazdıklarım bu konu ile ilintili olmak zorunda imiş gibi!..
Çok acı günler yaşadık… Köyceğiz’imizde, Manavgat’ımızda, Marmaris’imizde ve daha birçok yerde ormanlarımız cayır cayır yandı. Eldeki olanakların yetersiz olması, varolanların geç devreye sokulması felâketi katmerledi. Dağlarımızın, ormanlarımızın alev alev yanması, kara kara dumanların arasında kaybolmaları yüreklerimizi dağladı. Çok zor da olsa uluslararası destekle 15 günden sonra kontrol altına alınabildi. Şimdi ara ara yine yangınlar çıkıyor ama artık bölge görevlileri ve halkı daha deneyimli ve olaya daha hızlı müdahale edilebiliyor.
[1 Eylül’de Turgutreis’e gidip 2 Eylül’de geri döndüm. Dönüşü her zamanki gibi Mumcular sapağından girerek Mazı, Ören, Akyaka üzerinden gerçekleştirdim. Mumcular’ı bir-iki kilometre geçtikten sonra başlayan yanan alanlar kilometreler ve kilometreler boyunca devam etti. Taaa Ören’e ulaşana kadar. Ve bu alanı araba ile ancak 45-50 dakikada katettim. Düşünün artık yangının verdiği zararın boyutunu (!)]
Bu felâkette bir şey kendisini iyice belli etti: Ülkemizde devlet yok, varsa da umursamaz. Tüm ülke halkının çabası ile ağır yaralar bir miktar da olsa sarılabildi.
Çok kereler yürüyüşe gittiğim ormanlık alanlara şu anda gitmek hiç içimden gelmiyor. Karşılaşacağım manzaraları yüreğimin kaldıramamasından korkuyorum!..
Tam bu sorunlar biraz hafiflemişti ki Ankara’dan kızkardeşimden telefon geldi. Ağabeyimin kalbi durmuş, sonradan öğrendiğimiz kadarı ile 5 dakika süre ile, ve o anda komada imiş. Hemen uçağa atladım ve Ankara’ya gittim tabiî. Yoğun bakımda. Hiçbir şey elimizden gelmiyor, bekleyeceğiz. Neyse yavaş yavaş kendine geldi, hâlâ Güven Hastanesinde yoğun bakımda. Normal odaya alındığı andan itibaren servet (geceliği 15.000(?) TL) gitmesi söz konusu. Devlet veya üniversite hastanelerinden birine nakletmek gerek. Sağolsun Ayça, arkadaşlarını devreye sokarak Gazi Hastanesine naklini sağladı. Şu anda tehlikeyi atlatabilmiş değil ancak çok çok daha iyi. Sabırla bekleyip, herşeyin en iyisini dileyeceğiz.
Köyceğiz’e geri döndüm. Akşam oturmuş yemek yiyoruz, telefon çaldı. Ev sahibinin muhasebecisi; “Daireyi satıyorlar almak ister misiniz?” Hah bir bu eksikti!.. Halbuki taşınırken teminat vermişti ömür boyu oturabilmemiz hakkında. Nakite sıkıştı herhalde!.. Önceleri bir moralimiz bozuldu tabiî ancak yaş ilerledikçe insan Polyanna’cılık oynamayı daha bir iyi mi beceriyor ne? Biz de öyle yaptık; sağlıklıyız, iyi kötü bir gelirimiz var elbet başımızı sokacak bir yer bulabiliriz. En, eeeen kötü olasılıkla Ankara’daki evimize gideriz. Gerçi Oya’m bunu hiç istemiyor ama bakalım gelişmeler ne gösterecek.
THY yine saçma saçma değişiklikler yapmaya devam ediyor. Garip saatler olmasına rağmen yeni uçuş saatlerimi sorunsuz olarak kısa zamanda hallettim. Raj Kumar’dan sorularıma doğru dürüst yanıt alamıyorum. Ayın 12’sinde yazdığım iletiye 20’sinde anımsatma yaptım ve bugün artık biraz daha kesin bir dille yanıt beklediğimi söyledim. Üç iletimi de okumuş ama hâlâ tık yok. Sonunda bugün öğlen Nilam’a yazdım. Bana verdiği son teklifi sürdürüyor mu diye. Bakalım bekliyorum. Ondan da henüz bir yanıt gelmedi. Eğer teklifini sürdürüyorsa acente değiştirebilirim.
Bu belirsizlikler beni bunaltıyor ama sonra şöyle düşünüyorum: En kötü olasılıkla kendim bir taşıyıcı bulup tek başıma, rehbersiz, bildiğim bir rotayı yaparım. Ama bunun da bir dezavantajı var, bürokratik işleri yürütme hakkında hiç bilgim yok!.. Belki başka bir acente ayarlayabilirim… Zaman da hızla daralıyor…
20 Eylül 2021
Geçen bu süre zarfında gelişmeler olumlu.
Ağabeyim çok çok daha iyi.
Hazırlıklar hemen hemen tamam. Malzemelerin ilk kontrolü tamam, birkaç gün kala son kontrolleri yapacağım. Seyahat sigortasında pürüz çıkacak gibi oldu fakat sigortacı kızımız kısa sürede halletti. Yaş 70 olunca bazı formalitelerde güçlük çıkabiliyor.
TEGV ile görüşmelerim sıklaşmaya başladı. Yakında kampanyayı başlatacağız. Çok heyecanlıyım…Bilgisayarın başına otururken aklımda bir sürü şey vardı yazacağım. Acaba nereden başlasam diye düşünürken şu anda tıkandım. Sadece kalbimin heyecanla küt küt atmasının ve saf saf sırıtmanın dışında bir şey yapamıyorum.
24 Eylül 2021
Uçağa bineceğim gün yaklaştıkça heyecan artmaya başladı. İki gün önce Nepal Göçmenlik Bürosundan ülkeye girişim için gerekli vize kabul belgesi ile Katmandu'daki günlerimi geçireceğim Katmandu Guest House'tan rezervasyon teyit belgesi elime geçti. Böylelikle bürokratik işler için gerekli belgeler, PCR testi hariç, ki onu da gitmeden bir gün önce alacağım, TAMAM!.. :-)))
Dün TEGV’deki dostlar ve TEGV gönüllüsü yeni dostlarla bir konferans görüşmesi yaptık. Hepsi çok değerli insanlar. İyi ki tanımaya başladım onları.
Kampanyamızın ayrıntıları da netleşmeye başladı. Yapılması gerekenler konusunda beni iyice aydınlattılar. Örneğin, her gün kısa kısa videolar çekip göndermemin ne kadar yararlı olacağı fikri çok işime yarayacak. Yılların fotoğraf sevdalısı olduğum için video çekmek hiç aklımda yoktu. Eminim çok etkili olacak.
Bir iki güne kadar da basın açıklaması yapılarak kampanyayı başlatacağız.
24 Eylül 2021 - Facebook paylaşımı
ENGLISH BELOW...
Yola çıkmama 9 gün kaldı. Bir buçuk, iki yıl öncesinde verdiğim kararı yaşama geçirmenin en önemli ilk adımını 3 Ekim, Pazar günü atacağım.
İleride kitap olarak basılmasını arzu ettiğim "Himalayalar'da 70. Yaş Kutlaması" notlarımın bugüne kadar olan kısımlarını bugün paylaşıyorum. Belki uzunca bir süre bu notlara katacağım satırları göremeyeceksiniz.
An-caaaaak... TEGV ile bir iki güne kadar başlatacağımız uzun soluklu bağış kampanyası ile ilgili fotoğraf, yazı ve videoları sık sık bu sayfalarda ve instagram hesabımdan ve tabii ki TEGV sitesinden izleyebileceksiniz...
Dilerim sizler de bu kampanyanın bir parçası olursunuz...
https://www.geckingezgin.com/himalayalarda-70-yas...
It is only 9 days left before my departure for Nepal. I will give the start on 3rd October for a decision I have made about 2 years ago. On my web site I am sharing the notes entitled "Celebrating My 70th Birthday in the Himalayas" that I have been scribbling for sometime which I am hoping they will be printed at the end of my expedition (unfortunately they are in Turkish ).
For quite a while I will not be able to share the continuation of these notes. However, we are starting a campaign for donations to TEGV and you will be able to follow the developments on the web site of TEGV (The Foundation of Education Volunteers in Türkiye) and on my social accounts, facebook and instagram...
I hope you will be a part of this campaign...
https://www.geckingezgin.com/himalayalarda-70-yas...
27 Eylül 2021 - Facebook paylaşımı
"EĞİTİM İÇİN HİMALAYALAR'a" KAMPANYAMIZ BAŞLADI!..
DESTEKLERİNİZİ ESİRGEMEYECEĞİNİZDEN EMİNİM...
Ülkemizde en çok eksikliğini hissettiğimiz eğitime 1995 yılından bu yana çok değerli katkıları olan ve geleceğimiz için çalışan TEGV için giriştiğim bu etkinlikte amacımız (şimdilik:-))) 70 çocuğumuzun eğitimine destek olmak.
Biliyorum bu hedef çok düşük... Sizlerin de bu hedefi çok daha yukarılara taşıyacağınızdan eminim.
VE ÇOOOOOOK HEYECANLIYIM!.. ;-)))
Eğitim İçin Himalayalar'a
Sene 2020… Yılın ilk ayları…
Bir sene kaldı artık altmışlı yaşların sona ermesine. Bundan sonra artık yetmişlerde gezineceğim. Yedi tane on yılı geride bırakmış olacağım. Ne yapabilirim acaba bu günleri unutulmaz kılacak?
Birden aklıma geldi. Neden en sevdiğim işlerin neredeyse en başında gelen dağlara, doğaya kaçmayayım? Neden olmasın? Ne yapabilirim? Üç kez denediğim ama beni zirvesine kabul etmeyen Ağrı Dağı’nı tekrar mı denesem? Başka ne olabilir? Derken, aklıma geldi. Sevgili Gökben’in (Gökben Bağcı) aklıma soktuğu bir HİMALAYA macerası: “THREE PASSES TREK”
Khumbu, Everest, bölgesinde yer alan 5.000 metrenin üzerinde üç yüksek geçit ve yine 5.000 metrenin üzerinde üç zirve ile 70. yaşımı taçlandırabilirdim. Aklıma düştüğü andan itibaren heyecanlanmaya başladım. Bu satırları yazarken bile içim kıpır kıpır ve yüzümde tatlı bir gülümseme var.
Hemen araştırmaya başladım. Önce Gökben’in fikirlerini aldım sonrasında daha önceki Nepal ziyaretlerimden tanıdığım Raj Kumar Thapaliya ve Nilhari Bastola Nilam ile yazışmaya başladım. Aldığım rakamlar ilk anda bayağı caydırıcı göründü. Zira son iki – üç yıldır yaşanan döviz bunalımı nedeni ile daha önceleri çok ucuz olan Nepal bile artık bütçeleri zorlar hale gelmiş. Fakat önümüzde bir yıldan fazla bir süre var, bu arada para biriktirebilirim. Evet, kesinlikle karar verildi: GİDİLECEK!
3-29 Ekim 2021 tarihleri arasında, Türkiye’nin dört bir yanında her yıl binlerce çocuğu nitelikli eğitimle buluşturan Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na (TEGV) bağış toplamak için Himalaya Dağları’na tırmanacağım. Hedefim, 70 çocuğumuzun bir yıllık eğitim giderini karşılamak olacak.
Sizlerin de desteğiyle hep birlikte çocuklarımızın geleceği için zirvelere adım atalım!
TEGV'de bir çocuğumuzun bir yıllık eğitim gideri 200 TL'dir.